Obezite (şişmanlık) küresel boyutta bir halk sağlığı sorunu ve ekonomik bir problemdir. Günümüzde aşırı kilo yani şişmanlık ve bunların oluşturduğu sağlık sorunları artık o kadar sıklaşmıştır ki küresel sağlıksızlığa en büyük katkıyı sağlayan kötü beslenme ve enfeksiyöz hastalıklar bile ikinci plana geçmiştir. Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde şişman insan sayısında hissedilir bir düzeyde artış saptanmaktadır.
Avrupa’da özellikle İngiltere’de, dünyada da ABD de artış inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Dünyada son dönemde yapılan araştırmalar şişmanlık oranının ülkelere göre değişmekle birlikte % 10-30 arasında bildirmektedir. Neden bu kadar artmaktadır şişmanlık? Bu sorunun yanıtı aslında çok basittir.
Teknolojinin ve bilimin ilerlemesi, son yıllardaki ekonomik düzelmeler insanların daha rahat ve hareketsiz yaşama itmiştir. Buna gıda alımının hızlı ve daha yağlı olması da eklenince şişmanlık kaçınılmaz olmuştur. Ülkemizde de gelinen noktada şişman insan sayısında hissedilir bir artış gözlenmektedir. Ülkemiz insanının hamur işi ve tatlıya olan bağlılığı açısından tarihsel bir geçmişinin olduğunu da hesaba katılırsa gelecekte ciddi bir şişman popülasyonu ile karşı karşıya kalacağımız kesindir.
ŞİŞMANLIKTAN NEDEN KORKMALIYIZ ?
Şişmanlık hep estetik yönü ile gündeme gelmektedir. Yapılan araştırmalar bize obezitenin kara yüzünü göstermiştir. Şişmanlık akciğer kapasitesini % 20-30 oranında azaltır. Beraberinde sigara içimi veya kronik bronşit gibi hastalıklarda varsa kişinin bir süre sonra nefes alabilmesi imkansız hale gelir. Şişmanlığın etkilediği en büyük hastalık ise Diyabet Mellitus (şeker hastalığı), normal bireylere göre şişman bireylerde risk % 40 artmaktadır. 40 yaş üstü aile fertlerinde şeker hastası olanların, kendilerinin yakalanma riski % 100 olarak belirlenmiştir. Farklı bir mekanizma ile şişmanlarda 4-5 kat daha fazla tansiyon yükseklikleri gözlenmektedir. Hipertansiyonun yanı sıra kalp hastalığı ve kalp krizi geçirme ihtimali de 3-4 kat daha fazla saptanmıştır. Enteresan bir bulgu da şişmanlarda kansere olan eğilimin normal bireylere göre gözle görülür bir artış gözlenmektedir. Özellikle akciğer kanseri 2-3 kat, over ve prostat kanseri 2 kat daha fazla saptanmıştır. Şişmanlarda bir diğer problemde safra kesesi taşlarıdır. Safra kese taşı oluşma ihtimali normal bir bireye göre 4-5 kat fazladır. Özellikle karaciğer yağlanması olasılığı da bu bireylere hissedilir düzeyde artmaktadır. Şişmanlığın farklı bir boyutu da kişinin durumundan olan hoşnutsuzluğudur. Bu kişinin depresyona çabuk girmesine ve ağır seyretmesine neden olabilmektedir.
PEKİ SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENEREK KİLO VERİRSEK HAYATIMIZDA NELER DEĞİŞİR?
Yapılan bilimsel çalışmalar 5 kilo verilmesi durumunda; Şeker hastalığı olasılığı % 50 azalmaktadır. Şeker hastalığına bağlı ölümler % 40 azalmakta ‘’kişinin ömrü 3-4 yıl uzamaktadır.
10 kilo verilmesi durumunda ise; Herhangi bir sebepten ölüm olasılığı % 20 azalmakta, kansere bağlı ölüm olasılığı % 37 azalmakta, kansere yakalanma olasılığı % 40 azalmakta, kalp hastalığına bağlı ölüm olasılığı % 15 azalmakta, kişilerin genel hastaneye yatış olasılığı % 25 azalmakta; son olarak yaşam süresi 5-6 yıl uzamaktadır.
Bu veriler sonucu çıkan kesin bir gerçek ki kilo vermek estetik için değil sağlık için şarttır. Sağlıklı ve dengeli olarak kilo kaybetmek ancak bizi diğer etmenlerden koruyabilir. Eski çağlardaki YAŞAMAK İÇİN YEME dürtüsünün YEMEK İÇİN YAŞAMA hayat biçimine döndüğü şu günlerde sağlıklı ve dengeli beslenme programları ile biraz olsun yaşam tarzınızı değiştirebilirsek ne mutlu bize ..
Uzm. Dyt. Pınar Kural Enç
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Bilgilendirme amaçlıdır.