Çocuk psikiyatrisi, çocuk psikolojisi, pediatri, pedagoji, psikoloji danışma ve sosyal çalışma alanları ile birlikte faaliyet gösteren, çocukların hem ruh sağlını koruyan hem de tedavi hizmeti veren bir tıp alanıdır.
Yakın zamanlarda pedagog ile çok karıştırılması nedeniyle çocuk psikiyatrisi çok fazla bilinmemekteydi. Toplumun, pedagogun çocuk eğitimcisi olduğu, çocuk psikoloğu veya çocuk psikolojisi uzmanı olmadığı hakkında bilgi düzeyi artması ve çocuk psikiyatrisinin ülkemizde yaygınlaşması sonucu, çocuk psikiyatri uzmanlarının verdikleri hizmet ve sağladıkları destek de bununla birlikte artış göstermiştir.
Sadece şiddetli durumlarda çocuk psikiyatrisine başvurulur düşüncesi yanlış olmakla birlikte, her türlü psikolojik sıkıntının her aşamasında çocuk psikiyatrisine başvurulmalıdır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), depresyon, obsesif – kompulsif bozukluk (takıntılar), PANDAS (Streptokok enfeksiyonu ile ilgili çocukluk çağı otoimmun nöropsikiyatrik bozukluğu), madde bağımlılığı, somnambulizm (uyurgezerlik), sosyal fobi ve çekingenlik, konuşma gecikmesi, zeka gerilikleri, kekemelik, alt ıslatma, şizofreni, boşanmanın olumsuz etkileri gibi klinik vakalar çocuk psikiyatrisinin ilgilendiği alanlardan bazılarıdır.
Çocuğun yaşantısında yaşadığı ani ve şok verici bir olay ile gerçekleşmesi sonucu veya kalıtsal olarak çocuklarda tedavi ihtiyacı ortaya çıkar ve etkisini çok farklı şekilde gösterir. Genellikle bu belirtiler depresyon, korku, okul fobisi, yemeden içmeden kesilme, alt ıslatma ve benzeri gibi tepkiler ile ortaya çıkar. Bu belirtiler yaşanan ani ve şok verici olaydan sonraki üç ay içinde gözlemlenmeye başlanır. Fakat kimi vakalarda yıllar sonrasında da ortaya çıkabilmekte; yaşanan hastalığın yoğunluğu ve şiddeti ise çocuktan çocuğa göre değişim göstermektedir. Yaşanan hastalığa ve hastaya göre tedavinin etkisi 6 ay gibi kısa bir sürede olabilirken, çok daha uzun sürelerde de devam edebilmektedir. Fakat ne olursa olsun çocuklar, ruh sağlığı konusunda yetişkinler gibi kendilerini tedavi edemezler ve tedavi edilmeyen bir çocuk yetişkinliğinde büyük problemlerle karşılaşabilir.
Çocuk psikiyatrisinde en sık karşılaşılan vakaların başında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu yer almaktadır. Dikkat eksikliği konsantre olmada güçlük, dikkatin çabuk dağılması, dikkatin belli bir noktaya yönlendirilememesi olarak gözlemlenmektedir. Fakat ailelerin dikkat etmesi gereken önemli bir husus bilgisayar oyunu veya çizgi film gibi çocuğa keyif veren bir eylemde çocuğun dikkatli olması çocukta dikkat eksikliği rahatsızlığı olmadığı anlamına gelmemektedir.
Prefrontal olarak adlandırılan beynin ön bölgesinde dopamin, noradrenalin ve serotonin düzensiz salgılanmasıyla alakalı olan bu rahatsızlık, düzenli ilaç tedavisi ile bu maddelerin düzeylerini ayarlayarak yaşanan rahatsızlığı gidermektedir. Hiperaktivite ise çocuklarda amaçsız bir hareketlilik, yerinde duramama, kıpırtılı oturma, sürekli koşuşturma şeklinde gözlemlenmektedir. Doğru tedavinin yanı sıra aile, çocuk psikiyatristi ve okul işbirliği de çok önemlidir.
En çok karşılaşılan bir diğer rahatsızlık ise depresyondur. Genellikle mutsuzluk, uyku ve iştah değişiklikleri, sinirlilik, yorgunluk, enerji kaybı, sık sık ağlama, dikkat dağınıklığı şeklinde kendini göstermektedir. Ergenliğe giriş döneminde daha sık karşılaşılan depresyon, kendine zarar verme, madde bağımlılığı, bilgisayar bağımlılığı, içine kapanma olarak gözlemlenmektedir.
Terapi ile düzenli ilaç tedavisi ile tedavisi mümkün olan bir rahatsızlıktır. Fakat ergenliğe giriş döneminde, ergenliğe bağlanan otoriteye karşı çıkma, asilik gibi durumların normal karşılanması veya tedavinin gecikmesi şık karşılaşılan bir durumdur. Depresyonun tedavi edilmemesi, çocuğun tüm geleceğini etkilemesinin yanı sıra intihar girişimleri sonucunda ölümle sonuçlanabileceğinden kesinlikle dikkat edilmesi gereken bir husustur.
Genel olarak bakılacak olursa, mutsuzluk, aşırı enerji veya enerji kaybı, sık sık ağlama, kilo kaybı veya alımı, uyku problemi, akranlarında dışlanma, içe kapanma, yalnızlık, madde bağımlılığı ve benzeri gibi yaşanılan veya şüphe edilen her türlü durumda mutlaka psikiyatrik destek alınması ve psikiyatristin gerekli gördüğü durumlarda da rahatsızlıkla ilgili tanı koyularak tedavinin başlanması, çocuğunuzun geleceğine yapılacak en büyük yatırımlardan biridir.
Bilgilendirme amaçlıdır.