Sonbahar döneminde terleme nispeten azaldığı için direkt olarak bu durumdan sıvı alımı da nasibini almakta ve bu durum uzun vadede halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi durumlara yol açmaktadır. Benzer bir etki de kış aylarından ilkbahara geçişte sıvı kaybının artmasına paralel olarak, kayıpların karşılanamaması ile birlikte ortaya çıkmaktadır. Her iki durumda da bahar yorgunluğu şeklinde yorumlanan bu durumun vücudumuzdaki sıvı dengesi ile yakından ilişkisi bulunmaktadır.
Son 2009 yılı çalışmalarına göre sıvı tüketimi yetişkin bir bayanın günde 2,7 lt, erkeğin 3,7 lt sıvı alması önerilmektedir. Suyun yanı sıra içilen çay, kahve, bitki ve meyve çayları, maden suyu, meşrubatlar, meyve suları, süt,ayran, kefir hatta çorba gibi sıvıların da günlük ihtiyacı karşılamadaki etkisi göz ardı edilmemelidir. Sanılanın aksine 2003 yılından beri yapılan pek çok bilimsel çalışmada kafeinin tek seferde 250-300 mg alınmadığı taktirde ,vücutta diüretik etki yaratmadığını söyleyebiliriz.
O zaman içecek diyip geçmeden, özel durumlarda tercih edeceğimiz sıvı çeşitlerine beslenme programımızda yer verdiğimiz zaman hem kilo kaybı hem kilo kontrolü ile birlikte mevsim geçişlerinde de kendimizi çok daha rahat ve mutlu hissedebilirsiniz. O zaman güne uyanır uyanmaz ılık bir bardak su içerek başlıyalık ve vücudumuzu tüm toksinlerden arındıralım.
Bilgilendirme amaçlıdır.