Beyin ve Sinir Cerrahisi; beyin, omurilik ve sinirlerin doğuşsal bozukluklarından, damarsal hastalıklarına, tüm sinir sisteminin iyi ve kötü huylu tümörlerinden, sinir basılarına ve omurganın dejeneratif, travmatik ve konjenital hastalıklarının tanı ve cerrahi tedavisine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bir bölümdür.
Bel Fıtığı
Bel omurları arasındaki kıkırdakların çeşitli sebeplerle travmatik ya da dejeneratif olarak bir parçasının yerinden çıkıp omirilik kanalına yada intervertebral foramen dediğimiz omirilikten ayrılan sinirlerin geçtiği kanalcığa doğru yer değiştirmesi ile sinirsel yapılara baskısı sonucu ortaya çıkan hastalıktır.
Burada en önemli belirti bel ağrısı, belden kalçalara vuran ağrı, belden bacaklara vuran ağrı ve uyuşmadır. Sinirsel yapılar üzerine baskı devam ettikçe ağrıya sinirlerin canlandırdığı ya da hareket ettiği kas dokularında zayıflık da eşlik eder.
Bu durum gittikçe artarsa ayak ve bacak kaslarında felce kadar götürebilir. Bel fıtığı hastalığında ilaç ve istirahatle hastalar iyileşmezse tedavide 2 adım ya fizik tedavidir ya da epidural enjeksiyonlardır. Bunlara rağmen gene iyileşmiyorsa seçenek cerrahidir.
Bel fıtıkların büyük çoğunluğu cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebilir. Yılların deneyimli profesyonel uzmanı olarak kişisel tercihim epidural interlamina, epidural kaudal, epidural transforaminal enjeksiyonlar ile tedavi biçimindedir. Kuşkusuz ki ağır ilerleyici nörolojik defisiti olan hastalarda ilk seçenek mikro cerrahidir.
Detaylı bilgi ve hızlı Beyin ve Sinir Cerrahisi randevusu için;
444 54 33 çağrı merkezimiz ya da
Whatsapp hattımız üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Boyun Fıtığı
Günümüzde konformist yaşamın bize sağlamış olduğu hareketsiz ve spordan uzak yaşamın bir sonucu olarak boyun ve omurga kaslarımızda ve eklem bağlarımızdaki zayıflık neticesinde boyun fıtığı ve bel fıtığı çok sıklıkla
görülmektedir. Neyseki boyun ve bel fıtığın büyük çoğunluğu cerrahi dışı tedavi modaliteleri ile iyileştirilmektedir. Bunlar içerisinde ilaç , istirahat , boyunluk , fizik tedavi , epidural enjeksiyonlar oldukça işe yaramaktadır. Eğer ciddi nörolojik kötüleşme ile giden bir durum söz konusu ise mikro cerrahi altın standartdır.
Biz kendi kliniğimizde mikro cerrahi yöntemle servikal mikrodiskektomiyi temel tedavi yöntemi kabul etmekle birlikte belirgin sekestire ( kopmuş kıkırdak parçası ) fıtık yoksa yada hard disk dediğimiz kireçlenmiş boyun fıtığı yoksa lazer mikrodiskektomi yada RF diskoplasti yöntemi ile uygulamaktayız. Gene aynı şekilde vakanın durumuna bağlı olarak epidural enjeksiyonlardan da oldukça fayda görmekteyiz.
Skolyoz
Skolyoz omurga kemiğine önden baktığmızda koronel plan dediğimiz açıda aşağıdan yukarıya bir çizgi gibi olması gereken omurganın sağ tarafa ya da sol tarafa doğru eğrilmesidir. Toplumun %2 ile %4 de görülmektedir. Bunların büyük çoğunluğu hafif dereceli eğilmelerdir ve tedavi gerektirmez.
Genellikle bayanlarda erkeklere göre daha sık görülür.(8-9 kat daha fazla). Skolyazdan korunmada ya da ilerlenmesinin engellenmesinde sırt kaslarını güzlü tutacak egzersizler yapmak çok önemlidir. Özellikle bu konuda güvenilir kurumlardan eğitim almış skolyoz sertifikalı pilates eğitmenlerinin eşliğinde pilates çalışması oldukça yararlıdır.
En sık görülülen skolyoz tipi “idiopatik adolesan skolyozu’dur. Bu arada omurga ‘S’ biçiminde yada ‘C’ biçiminde olabilir. Ve genellikle bu eğilmelere ‘rotasyon’ dedğimiz kendi etrafında az ya da çok dönmeler eşlik eder.
Nitekim bu dönme ve eğilmeler insan sırtında ve belde asimetrik görüntü ve çıkıntılar oluşturur. Bu tip skolyozda korse belirli ölçüde faydalı olabilmektedir. İkinci en sık görülen skolyoz tipi de “nöromusküler skolyoz “dur. Bu tipskolyozu sebebi de genellikle kas ve sinir hastalıklarıdır.
Burada yukarıda bahsettiğimiz idioatik skolyozun tersine solunum sıkıntısı ve duyu problemlerine daha çok rastlanmaktadır. Bunun tedavisi mümkün olduğunca küçük yaşlarda yapılmalı ve fizyon tedavisi uygulanmalıdır. Üçüncü sıklıkla görülen ise konjenital skolyozdur. Bu durum genellikle anne karnındayken ortaya çıkar ve nedeni omurga anomalileridir.
Bu nedenle bunlarda küçük yaşlarda tedavi edilmelidir. bunların dışında çeşitli romatizma hastalıklar, osteogenesis imperfakta ,marfan sendromu, Ehler, Dsanloz gibi çeşitli bal dokusu hastalıkları , omurga kırıkları ve omurga enfeksiyonlarıda skolyoza sebep olabilir.
Omurganın gelişimi anne karnındaki ilk 3 aylıkken olur. Bu dönemde omurga yapının anormal olması ya da birleşik kalması sonucu omurgaların büyümesinde asimetrik olur ve eğrilikler gelişir. Omurların bir tarafının ayrışamaması ve yapışık kalması nediniyle yapışık taraf büyüyemezken serbest taraf büyüyerek skolyozu ortaya çıkarır.
Omurgaların iki tarafının da yapışık olduğu durumlarda bu bölgede büyüme olmaz ya da çok az olur. Doğal olarak burda skolyoz gelişmez ancak omurga kısa kalır. Omurlar önden yapışık ise omurgaların arkası büyümeye devam ediceğinden omurga öne doğru eğilmeye devam eder buna da kamburluk “kifoz” denir.
Omurgalar arkadan yapışıksa önden büyümeye devam edebileceği için aşırı arkaya doğru eğilme sonucu çukurluk (lordos) oluşur. Konjenital skolyozun sebebi tam olarak bilinmiyor. Ama konjenital skolyozu olan çocuklarda mutlaka başka organ anomalileri de araştırılmalıdır en sık da üriner sistem anomalileri görülür.
Konjenital skolyozu çocuklarda genellikle omurga boyunun kısalmasının engellemek amacıyla fizyon yerine büyüyyen ya da uzayan rodlar denen manyatik olarak çalışan rodlar tercih edilmelidir böylece çocuğun
olgunlaşmaya yaşına gelene kadar zaman kazanılmaktadır.
Bel Kayması
Bel kayması Omurgaların birbiri üstünde öne ya da arkaya doğru kaymasıdır. Genellikle yaşlanma ile eklem bağlarındaki zayıflama ve dejenerasyon sonucu görülür. En önemli belirtisi bel ağrısıdır. Eğer kayma aşırı ise ve sinirlere baskı yapıyorsa ağrı kalça ve bacaklarda iner.
Özellikle omurilik kanalını daraltacak kadar fazla ise lomber stenoz belirtisi dediğimiz yürümekle ya da ayakta durmakla ortaya çıkan belden kalça ve bacaklara vuran ağrı ile tanımlanan “nörojenik kladikasyon “ ortaya çıkarılır.
En önemli nedeni yaşlanmaya bağlı dejenaratif değişikliklerin yanı sıra romatizma değişikler, travmaya bağlı faset eklem kırık ya da çıkıkları olabilir.
Tedavi
Öncelikle ilaç ve fizik tedavi yapılır. Geçmezse Epidural Enjeksiyon denenebilir. Gene geçmezse cerrahi ile vidalar konarak ve füzyon dediğimiz kaynaştırma ameliyatı yapılarak hasta iyileştirilir. Bu arada bacağa vuran
ağrıları varsa mutlaka sinir sıkışmaları giderilir.
Bilgilendirme amaçlıdır.