Ergenlik dönemi, kadın ve erkek olmak üzere varlığını sürdüren iki tür insan cinsiyetinin de yaşamının çocukluk döneminden sonra karşılaştığı ve gençlik dönemi ile çocukluk dönemi arasındaki bir geçiş sürecini oluşturan dönemdir.
Kız ve erkek çocuklarının ergenlik dönemine girmesi ile birlikte vücudunda önemli değişikliklerin olduğu gözlemlenmektedir. Bu değişim fizyolojik ve görünür değişiklikler olduğu gibi çocuğun ruh sağlığında ve görülmeyen ancak davranışları ile kendini dışa vuran değişiklikler da olmaktadır. Her iki değişim de kaçınılmaz ve normal bir gelişim süreci geçiren bütün çocuklarda beklenilen ve olması gereken değişikliklerdir. Ergenlik dönemi bozukluklardan bahsederken üzerinde duracağımız sorunların bu iki değişim sürecinin gerçekleşmemesinden kaynaklandığını da öğrenmiş olacağız.
Ergenlik döneminin olağan sonuçlarından olan fiziki değişimler erkek ve kız çocuğunun bütün vücudunda gözlemlenir. Yaşanan değişimler görünür haliyle boy uzaması ve fiziki büyüme olarak oluşsa da vücudun iç kısımlarında olan organlarda ve kaslarda da ciddi anlamda bir değişim ve büyüme süreci gerçekleşmektedir. Bu gelişime vücudun baş ve beyin kısmı da dahildir.
Ergenlik dönemine giren kız ve erkek çocuklarında sadece fiziki değişiklikler meydana gelmemektedir. Değişen ve gelişen fizyolojik değişimlerin sebebiyet verdiği ruhsal değişiklikler de bu dönemin sonunda ortaya çıkan insan özelliklerinin kişisel özelliklerini belirlemede önemli rol oynamaktadır.
Fizyolojik gelişimini doğru ve normal hormonal salınımlarla gerçekleştirmiş olan çocukların ruh sağlığı da bu süreçten olumlu etkilenerek oluşan insan kimliğinin doğru oluşmasını sağlamaktadır. Ancak büyüme sırasında vücudun belirli organlarından salgılanan hormonların eksik, fazla ya da yetersiz salgılanması ile alakalı olarak yaşanan ruhsal saplantı, yanlış kişilik ve kimlik gelişimi gibi ruhsal bozukluklar ergenlik dönemi bozuklukları olarak ortaya çıkan önemli bozukluklardan olmaktadır.
Ergenlik döneminde yanlış kimlik geliştiren çocuklarda bazı cinsel saplantıların meydana gelerek cinsel kişiliğin yanlış gelişmesi söz konusu olmaktadır. Aile bağları zayıf ve doğru iletişim kuramayan, içine kapanık ve çekingen yetişkinlerin ergenlik dönemi bozukluklarını taşıyor olması söz konusu olabilmektedir. Bu dönemi sorunlu geçiren çocuklarda ilerleyen yaşlarda da intihar düşüncesinin sıklıkla görüldüğü tespit olunmuştur.
Bilgilendirme amaçlıdır.