Ketojenik diyet, “yüksek yağ, düşük karbonhidrat” temeline dayanan bir diyet programıdır. Program ilk olarak 1920’li yıllarda epilepsi hastalarının nöbetlerini engellemek ve ilaç bağımlılığını azaltabilmek adına uygulanmıştır. Günümüzde yağ dokusundan hızlı kilo vermek isteyen danışanlar için popüler bir nitelik kazanmıştır.
Ketojenik diyetin tamamlanma süreci vücudunuz ketozise girmesine ve bu diyeti uygulamadaki amacınıza göre değişir. Fiziksel aktivite, aldığınız karbonhidrat miktarı ve vücut tipiniz, ketojenik diyetin yapılma sürecini belirleyecektir. Doğru bir süreç analizinde bulunabilmek için beslenme uzmanınızın belirleyeceği programa göre diyetinizi uygulamanız gerekmektedir.
Sağlıklı beslenme önerileri incelendiğinde bir gün içerisinde almamız gereken kalorinin %50-60’lık dilimi karbonhidratlar, %25-30’luk dilimi yağlar, %12-15’lik dilimi proteinlerden meydana gelmektedir. Ketojenik diyet programında ise bu düzen tam tersi bir işleyişe sahiptir. Karbonhidratlar %40-60 ile başlar, daha sonra 10-12 gram gibi düşük miktarlara kadar inebilir. Günlük kalorinin %60-70’ini oluşturan diyet yağı ile protein miktarı da artış göstermektedir.
Yapılan araştırmalara göre nörolojik, metabolik ve insüline bağlı hastalıklar ketojenik diyet ile olumlu sonuçlar vermekte, özellikle epileptik çocukların nöbetlerinde etkili olmaktadır. HDL kolesterol seviyesi, vücut yağı, kan şekeri ve kan basıncı kalp hastalıklarına bağlı olarak meydana gelen problemler üzerinde olumlu etkiler doğuran, şeker kullanımının az olması nedeniyle vücutta başta kanser olmak üzere bir çok rahatsızlığa yönelik olarak tercih edilen ketojenik diyet, Tip 2 diyabet hastalığına yönelik bir diyet programıdır.
Bilinçsiz yapılan her diyet programında olduğu gibi ketojenik diyetin de doğru şekilde uygulanmaması olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Vücudun zihinsel işlevlerinde yavaşlama, zayıflık, yorgunluk hissi, uyku problemleri, sindirim rahatsızlıkları gibi problemler görülebilmektedir. Bu nedenle ketojenik diyete başlamadan önce karbonhidrat tüketiminin doğru biçimde belirlenmesi, vücudun adapte olmaya başlama sürecine yönelik uygun bir kalori hesaplamasının yapılması gerekmektedir. Bu nedenle bir beslenme uzmanına danışılması önerilmektedir.
Araştırmalar sonucu ketojenik diyetin Tip 2 diyabet hastalığı, epilepsi, polikistik over, bazı kanser türleri, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklara iyi geldiği bilinmektedir. Ketojenik diyete uygunluk, beslenme danışmanı ile yapılan görüşme sonucunda karar verilir.
Ketojenik diyet, beslenme uzmanınız ile belirlediğiniz programa göre uygulayabileceğiniz bir programdır. Vücut tipinize, günlük alışkanlıklarınıza, aktivite düzeyinize, makro besin dengenize, varsa metabolik rahatsızlıklarınıza vb. bağlı olarak bu programın hatları çizilmekte, tüketmeniz gereken besinler belirlenmektedir.
Karbonhidratların kısıtlı olması nedeniyle tahıllı gıdaların (ekmek, patates, pirinç vb.) alımı durdurulur, meyveler ve sebzeler ise kısıtlı şekilde tüketilir.
Temel yağ kaynakları tereyağı ve zeytinyağıdır. Ayrıca orta düzey yağ asiti içeren hindistan cevizi yağı ve yağ oranı yüksek kuruyemişler de kısıtlı miktarda tüketilebilmektedir. Et ve süt kaynakları, yağ ve protein içermesi nedeniyle diyete eklenebilir.
Ketojenik diyet kilo verme sürecinde tercih edilebilen diyet programlarından bir tanesidir. Ancak doğru şekilde uygulanması halinde olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Sağlıklı yağlar ve düşük şeker oranı ile protein alımının ön planda olması zayıflama sürecinde vücudun yağ yakımını hızlandırmaktadır. Diğer diyet programlarımda da olduğu gibi ketojenik diyetin bu alanda uzman bir danışman ile sağlıklı sonuçlar almak mümkündür.
Ketojenik beslenme planı kısıtlı bir diyet olduğu için bu şekilde uygulandığında bir müddet sonra kişiyi sıkabilmektedir. Diyetisyenimiz ketojenik diyete uyumlu özel tarifler ile programı destekleyerek uzun sure kolaylıkla ketojenik diyet yapabilmenizi amaçlar.
Daha fazla bilgi için 444 54 33 çağrı merkezimizle iletişime geçebilirsiniz.
Dilerseniz iletişim için;
Bilgilendirme amaçlıdır.